Diyabet, en yaygın kronik sağlık sorunlarından biridir. Vücudun şekeri nasıl işlediği ile ilişkili olup, iyi yönetilmezse ciddi komplikasyonlara yol açabilir.
Doğru yaşam tarzı seçimleri, tıbbi destek ve farkındalıkla şeker hastalığı olan birçok kişi sağlıklı ve aktif bir yaşam sürdürebilmektedir. Yaşam tarzı değişiklikleri ve uygun tedaviler, diyabeti etkili bir şekilde yönetmeye yardımcı olabilir.
Sıklığı giderek artan bir sorun olan şeker hastalığı, hastaların prediyabet yani gizli şeker döneminde tespit edilmelerinin ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.
Bunun için bireylerin belli periyotlarda Ankara Dahiliye Doktorları eşliğinde check up yaptırmaları, şeker hastalığı açısından kendi durumlarını kontrol altına almalarını sağlayacaktır.
Diyabet Nedir?
Diyabet (Şeker Hastalığı), yediğimiz gıdaların kanda enerjiye nasıl dönüştürdüğünü etkileyen kronik bir hastalıktır. Normalde vücut karbonhidratları glukoza (şeker) parçalar ve glukoz da kan dolaşımına katılır.
Kanda glukoz arttıkça pankreastan insülin salgılanır; insülin glukozun enerji olarak kullanılabilmesi için hücrelerin içine girmesine yardımcı olan bir hormondur. Böylece kandaki glukoz düzeyinin de düşmesi sağlanmış olur.
Diyabette bu süreç düzgün çalışmaz. Ya vücut yeterli insülin üretmez (Tip 1 diyabet) ya da insüline dirençli hale gelir (Tip 2 diyabet).
Sonuç olarak, kan şekeri seviyeleri çok yükselir ve bu da zamanla organlara (böbrek, göz, kalp…) ve sinirlere zarar verebilir.
Diyabet Mellitus Nedir?
Diyabetes Mellitus yani şeker hastalığı, insülin üretimi, insülinin etkisini gösterememesi veya her ikisiyle ilgili sorunlar nedeniyle kanda yüksek glukoz (şeker) seviyeleri ile karakterize kronik bir metabolik bozukluktur. Teşhisi diyabet doktoru tarafından belirlenir.

Üç ana türü vardır:
- Tip 1 Diyabet: Kişinin kendi bağışıklık sisteminin pankreastaki insülin üreten hücreleri yok etmeye çalıştığı bir otoimmün bozukluktur. Başlangıç çocukluk veya gençlik döneminde daha sık görülüp, hastalar yaşam boyu insülin kullanmak zorundadır. Vücutta insülin üretimi hiç olmaz.
- Tip 2 Diyabet: En yaygın formdur. Altta yatan nedenler insülin direnci, kilo fazlalığı ve fiziksel hareketsizlik gibi yaşam tarzı özellikleridir. Sıklıkla yetişkinlikte gelişir ancak giderek daha genç insanlarda görülmeye başlamıştır.
- Gebelik Diyabeti : Gebelik şekeri gebelik sırasında ortaya çıkar ve genellikle doğumdan sonra düzelir, ancak daha sonra Tip 2 şeker hastalığı geliştirme riskini artırır.
Şeker hastalığı, düzgün bir şekilde yönetilmezse kalp hastalığı, böbrek yetmezliği, görme sorunları, sinir hasarı ve zayıf yara iyileşmesi gibi ciddi komplikasyonlara yol açabilir.
Erken teşhis, sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz, ilaç tedavisi ve kan şekeri takibinin iyi yapılması etkili yönetimin anahtarıdır. Tüm süreçlerinizi takibinizi yapan Dahiliye Uzmanı ile paylaşınız.
Tip 1 Diyabet Nedir?
Tip 1 Diyabet, vücut bağışıklık sistemi pankreastaki insülin üreten beta hücrelerine yönelip yanlışlıkla onları yok ettiği kronik bir rahatsızlıktır.
Sonuç olarak vücut, glukozun (şekerin) enerji için hücrelere girmesini sağlayan hormon olan insülini az üretir veya hiç üretmez.
Bu tip genellikle çocukluk veya ergenlikte gelişir, ancak her yaşta ortaya çıkabilir. Tip 1’li kişilerin kan şekeri seviyelerini düzenlemek için ömür boyu insülin enjeksiyonları almaları veya insülin pompası kullanmaları gerekir.
Tip 1 Diyabet’in temel özellikleri şunlardır:
- Semptomların hızlı başlangıcı (örn. çok su içme, çok idrara çıkma, halsizlik, kilo kaybetmek)
- Yaşam boyu insülin tedavisi gerektirmesi
- Önlenemez olması, ortaya çıkışı diyet veya yaşam tarzından bağımsızdır
- Genellikle yüksek kan şekeri ve düşük insülin seviyelerini gösteren kan testleri ile teşhis edilir
İnsülin olmadan, kan dolaşımında glukoz birikir ve bu da diyabetik ketoasidoz (DKA) gibi potansiyel olarak yaşamı tehdit eden bir durum da dahil olmak üzere ciddi sağlık komplikasyonlarına yol açabilir.
Tip 2 Diyabet Nedir?
Tip 2 Diyabet, vücudun insüline dirençli hale geldiği veya normal kan şekeri seviyelerini korumak için yeterli insülin üretmediği kronik bir metabolik bozukluktur.
Tip 1’in aksine, pankreas hala insülin üretir; ancak vücudun hücreleri ona düzgün bir şekilde yanıt veremez.
Bu tür genellikle 40 yaş üstü yetişkinlerde gelişir, ancak özellikle artan obezite oranlarıyla birlikte daha genç insanlarda ve çocuklarda giderek daha fazla görülmektedir.
En yaygın şeker hastalığı türüdür.
Tip 2 Diyabetin Temel Özellikleri:
- Genellikle yavaş yavaş gelişir ve yıllarca teşhis edilmeyebilir
- Sık görülen belirtiler: susama ihtiyacında artış, idrara çok çıkma, halsizlik, bulanık yani net görmeme, yaralarda geç iyileşme
- Sağlıksız beslenme, hareketsiz bir yaşam ve obezite gibi yaşam tarzı etkenleri ile yakından ilişkilidir.
- Genellikle diyet, egzersiz, kilo kaybı ve oral ilaçlar ile yönetilebilir veya iyileştirilebilir; bazılarının sonunda insüline ihtiyacı olabilir
- Uzun vadeli komplikasyonlar arasında kalp hastalığı, sinir hasarı, böbrek yetmezliği ve görme kaybı bulunur
Tip 1 Diyabet Belirtileri Nelerdir?

Tip 1 Diyabet belirtileri özellikle çocuklarda genellikle aniden ve hızla gelişir.
Pankreastan yeterince insülin salgılanamaması sonucu kan şekerinde sürekli yükseklik görülür.
Tip 1’in Sık Görülen Belirtileri:
- Aşırı susama (polidipsi)
- Sık idrara çıkma (poliüri)
- Aşırı yorgunluk ve halsizlik
- Açıklanamayan kilo kaybı
- Bulanık görme
- Artan açlık (polifaji)
- Sık enfeksiyonlar (özellikle cilt, diş eti veya idrar yolu)
- Sinirlilik veya ruh hali değişiklikleri
- Bulantı veya kusma
- Soluk alma hızında artış veya nefeste meyve kokusu (DKA belirtileri)
Tip 1 tedavi edilmezse, diyabetik ketoasidoza (DKA) yol açabilir; bu ciddi, potansiyel olarak yaşamı tehdit eden bir komplikasyondur.
Özellikle bir çocuk veya gençte yukardaki bu semptomlardan birkaçı görülmüşse, , derhal tıbbi yardım almalıdırlar.
Tip 2 Diyabet Belirtileri Nelerdir?
Tip 2 Diyabet genellikle yavaş gelişir.
Tip 2’nin Sık Görülen Belirtileri:
- Sık idrara çıkma
- Susuzlukta artma, ağız kuruluğu, çok su içme
- Yemekten sonra bile artan açlık, çabuk acıkma
- Yorgunluk ve düşük enerji
- Bulanık görme
- İstenmeyen kilo kaybı (Tip 1’den daha az yaygındır)
- Yavaş iyileşen kesikler veya yaralar
- El ve ayaklarda yanma batma karıncalanma hissi (sinir hasarını gösterebilir)
- Sık enfeksiyonlar (örn. cilt, idrar yolu, diş etleri)
- Vücut kıvrımlarında koyulaşmış cilt (özellikle boyun veya koltuk altı çevresinde – akantozis nigrikans)
Tip 2’li birçok kişiye rutin kan testleri sırasında teşhis konur, çünkü semptomlar erken evrelerde hafif olabilir veya hiç olmayabilir.
O yüzden özellikle aile öyküsü olanlarda fonksiyonel tıp yaklaşımı ile ankara check up diyabet tanısı açısından önemlidir.
Diyabet Tanısı nasıl konulur?
Şeker Hastalığı, kanınızdaki glukoz (şeker) seviyesini ölçen belirli kan testleri kullanılarak diyabet doktoru tarafından teşhis edilir.
Bu testler, vücudunuzun şekeri düzgün bir şekilde işleyip işlemediğini ve diyabetiniz veya prediyabetiniz (gizli şeker, şeker hastalığı öncesi durum) olup olmadığını belirlemeye yardımcı olur.
Şeker Hastalığı Tanısı İçin Kullanılan Testler:
1. Açlık Kan Şekeri Testi (AKŞ)
- En az 8 saatlik açlıktan sonra kan şekerini ölçer
- Diyabet: ≥ 126 mg/dL
- Prediyabet: 100–125 mg/dL
- Normal: < 100 mg/dL
2. Hemoglobin A1c Testi (HbA1c)
- Son 2–3 aydaki ortalama kan şekerini yansıtır
- Diyabet: ≥ %6,5
- Prediyabet: %5,7 – %6,4
- Normal: < %5,7
3. Oral Glukoz Tolerans Testi (OGTT)
- 75 ya da 100 gr şekerli içecek tüketmeden önce ve 2 saat sonra kan şekerini ölçer
- Diyabet: ≥ 200 mg/dL (2 saat sonra)
- Prediyabet: 140–199 mg/dL (2 saat sonra)
- Normal: < 140 mg/dL (2 saat sonra)
4. Rastgele Kan Glukoz Testi
- Yemeklerden bağımsız olarak günün herhangi bir saatinde alınır
- Diyabet: ≥ 200 mg/dL, özellikle sık idrara çıkma ve susama gibi semptomlarla birliktelikte
Diyabet Neden Olur?
Şeker hastalığı, vücudun kan şekerini düzenleyen hormon olan insülini üretme veya kullanma biçimindeki sorunlardan kaynaklanır.
Nedenler şeker hastalığı türüne göre değişir:
Tip 1 Diyabet – Otoimmün Reaksiyon
- Bağışıklık sistemi yanlışlıkla pankreastaki insülin üreten hücrelere saldırır.
- Tam tetikleyici bilinmemektedir, ancak genetik ve çevresel faktörler (virüsler gibi) rol oynayabilir.
- Genellikle çocuklarda veya genç yetişkinlerde gelişir.
Tip 2 Diyabet – İnsülin Direnci
- Vücut insüline dirençli hale gelir veya pankreas yeterli insülin üretmez.
- Genellikle genetik ve yaşam tarzı faktörleri ile bağlantılıdır.
Örneğin:
- Kötü beslenme
- Obezite
- Fiziksel hareketsizlik
- Kronik stres
- Kötü uyku
Gebelik Diyabeti (Gebelik Şekeri) – Gebelikle İlgili Hormonal Değişiklikler
- Plasentadan gelen hormonlar insülinin etkisini engelleyerek yüksek kan şekerine neden olur.
- Genellikle geçicidir ancak daha sonra Tip 2 geliştirme riskini artırır.
Her durumda sonuç aynıdır: yüksek kan şekeri seviyeleri, eğer iyi yönetilmezse zamanla çeşitli organlara ve sistemlere zarar verebilir.
Diyabet Tedavisi?
Şeker hastalığı tedavisi, komplikasyonları önlemek için kan şekeri seviyelerini sağlıklı bir aralıkta tutmaya odaklanır. Bu süreci diyabet doktoru detaylı olarak takip eder.
Kesin yaklaşım şeker hastalığı türüne, genel sağlığa ve bireysel ihtiyaçlara bağlıdır. Ancak hedefler aynıdır: kan şekerini kontrol altına almak, yaşam kalitesini iyileştirmek ve uzun vadeli hasarı önlemek.
Tip 1 Diyabet Tedavisi
- İnsülin tedavisi (enjeksiyonlar veya insülin pompası) esastır ve ömür boyu sürer.
- Düzenli kan şekeri ölçümü (parmak delme veya sürekli glukoz ölçümü).
- Kontrollü karbonhidrat alımıyla sağlıklı beslenmenin sağlanması
- Egzersiz kan şekerini düzenlemeye yardımcı olur ancak insülin ve yiyecekle dengesinin iyi ayarlanması gereklidir.
- Özellikle hastalık, stres veya büyüme atakları sırasında kan şekeri dalgalanmalarını yönetmek için eğitim ve destek verilmelidir.
Tip 2 Diyabet Tedavisi
Yaşam tarzı değişiklikleri ilk adımdır:
- Kilo yönetimi
- Sağlıklı, dengeli beslenme
- Düzenli fiziksel aktivite
- Ağızdan alınan ilaçlar (örn. Metformin, sülfonilüre, SGLT inhibitörleri,DPP4 antagonistleri…).
- Oral tedaviler etkili olmazsa İnsülin
- Tansiyon ve kolesterol kontrolü de önemlidir.
- Sağlıklı yemek planlaması ve orta düzeyde egzersiz.
- Günde birkaç kez Kan şekeri ölçümü.
- Yaşam tarzı değişikliklerine rağmen kan şekeri yüksek kalmaya devam ederse İnsülin tedavisi gereklidir.
Diyabetin kronik komplikasyonları nelerdir?
Şeker hastalığı zamanla iyi kontrol edilmezse, yüksek kan şekeri seviyeleri vücuttaki kan damarlarına ve organlara zarar verebilir ve ciddi uzun vadeli komplikasyonlara yol açabilir.
Bu komplikasyonlar yavaş yavaş gelişir ancak erken fark edilmeyip, düzgün bir şekilde yönetilmezse yaşamı tehdit edici hale gelebilir.
1. Kardiyovasküler Hastalık
- Kalp krizi, felç, yüksek tansiyon ve ateroskleroz riskinin artması
- Şeker hstalığı olan kişilerde önde gelen ölüm nedeni
2. Diyabetik Retinopati (Göz Hasarı)
- Retinadaki kan damarlarında hasar
- Bulanık görme, görme kaybı ve hatta körlüğe neden olabilir
3. Sinir Hasarı (Diyabetik Nöropati)
- Özellikle ellerde ve ayaklarda uyuşukluk, karıncalanma veya ağrı ya neden olur
- Ayak ülseri, enfeksiyon ve ampütasyon riskini artırır
4. Böbrek Hasarı (Diyabetik Nefropati)
- Kronik böbrek hastalığı ve böbrek yetmezliği
- Diyaliz veya böbrek nakli gerektirebilir.
5. Diş Sorunları
- Diş eti hastalığı, diş çürüğü ve ağız enfeksiyonları riskinde artış görülür.
6. Kötü Yara İyileşmesi
- Kesikler ve yaralar, özellikle ayaklarda yaralarda geç iyileşme gözlenir.
- Enfeksiyon riskinde artış görülür.
7. Bilişsel Gerileme
- Özellikle yaşlı yetişkinlerde demans ve Alzheimer hastalığı riskinin artması
Kan şekeri, kan basıncı, kolesterol ve yaşam tarzının yönetilmesi, bu komplikasyonların riskini büyük ölçüde azaltabilir.
Sık Sorulan Sorular
Tokluk kan şekeri kaç olmalı?
Yemek sonrası kan şekeri, yemekten yaklaşık 1 ila 2 saat sonra ölçülen kan glikoz seviyesidir. Tokluk kan şekeri 140 mg/dL’nin altında olmalıdır.

Şeker hastası olanlarda hedef genellikle bireysel tedavi hedeflerine bağlı olarak 180 mg/dL’nin altındadır.
Yemek sonrası kan şekerini bu aralıkta tutmak komplikasyonları önlemeye yardımcı olur ve genel kan şekeri kontrolünü destekler. Diyabet doktoru bu bilgileri muayene sırasında hastalarına detaylı olarak aktarır.
Açlık kan şekeri kaç olmalı?
Açlık kan şekeri, en az 8 saat boyunca yemek yemedikten sonra kandaki glikoz seviyesidir. Açlık kan şekeri 70 ila 99 mg/dL arasında olmalıdır.
100 ila 125 mg/dL arasındaki bir seviye prediyabeti gösterebilirken 126 mg/dL veya daha yüksek diyabet belirtisi olabilir.
Açlık kan şekerinin izlenmesi, diyabetin erken tespiti ve yönetimi için önemlidir ve genel kan şekeri kontrolünün değerlendirilmesine yardımcı olur.
Diyabet doktoru Ankara da var mıdır?

Diyabet doktoru Ankara da çok sayıda farklı sağlık merkezlerinde mevcuttur. Diyabet tedavisi takibini yapan doktorlar Dahiliye Uzmanı olurlar.
Şeker hastalığında insülin bağımlılık yapar mı?
Hayır, insülin bağımlılık yapmaz. İnsülin kullanan diyabetli kişiler bunu vücutlarının yeterli insülin üretmemesi (Tip 1 diyabette olduğu gibi) veya düzgün kullanamaması (bazı Tip 2 diyabet vakalarında olduğu gibi) nedeniyle yaparlar.
İnsülin, kan şekerini kontrol etmek için gerekli bir tedavidir, bağımlılığa neden olan bir ilaç değildir. İnsüline “bağımlı” olmazsınız vücudunuzun sağlıklı kalmak için insüline ihtiyacı vardır.
Şeker hastalığı göze zarar verir mi?
Evet, diyabet zamanla gözlere zarar verebilir. Yüksek kan şekeri seviyeleri retinadaki küçük kan damarlarına zarar verebilir ve diyabetik retinopati adı verilen bir duruma yol açabilir.
Bu, tedavi edilmezse bulanık görmeye, uçuşan cisimlere veya hatta körlüğe neden olabilir. Diyabet ayrıca glokom ve katarakt gibi diğer göz sorunlarının riskini de artırır.
Şeker hastalığı dilde uyuşma yapar mı?
Diyabet genellikle dilde doğrudan uyuşmaya neden olmaz, ancak bazı durumlarda olabilir. Uzun süreli yüksek kan şekeri, sinir hasarı olan diyabetik nöropatiye yol açabilir.
Bu durum en sık ayakları ve elleri etkilese de, ağız dahil olmak üzere vücudun diğer kısımlarını da etkileyebilir. Ağız bölgesindeki sinirler hasar görürse, dilde veya dudaklarda uyuşma, karıncalanma veya yanma hissine neden olabilir.
Ancak, vitamin eksiklikleri, alerjiler veya sinir sorunları gibi diğer durumlar da dilde uyuşmaya neden olabilir. Uygun değerlendirme için bir dahiliye uzmanına danışmak gerekir.
Tip 1 diyabet geçer mi?
Hastalarımız tarafından sık sorulan sorulardandır. Şu anda Tip 1 için bir tedavi yoktur. Vücudun bağışıklık sisteminin pankreastaki insülin üreten beta hücrelerini yok ettiği ömür boyu süren bir otoimmün rahatsızlıktır.
Sonuç olarak, Tip 1’e sahip kişiler kan şekeri seviyelerini düzenlemek için ömür boyu insülin almak zorundadır.
Ancak araştırmacılar aktif olarak potansiyel tedavileri araştırmaktadır, bunlar arasında şunlar yer almaktadır:
- Pankreas adacık hücresi nakli
- Kök hücre tedavisi
- İmmünoterapi bağışıklık sisteminin insülin üreten hücrelere saldırmasını durdurmak için
- Yapay pankreas sistemleri (kapalı devre insülin pompaları)
Bu yaklaşımlar hastalarımız için umut verici görünse de, hala deneysel veya sınırlı kullanım aşamasındadırlar.
Şimdilik, dikkatli kan şekeri yönetimi, sağlıklı yaşam tarzı seçimleri ve düzenli tıbbi izleme etkili Tip 1 bakımının temellleri olmaya devam etmektedir.
Diyabet kaşıntısı için ne iyi gelir?
Diyabetik kaşıntı genellikle yüksek kan şekeri seviyeleri, zayıf dolaşım, kuru cilt veya sinir hasarı (diyabetik nöropati) nedeniyle oluşur.
Öncelikle altta yatan nedeni yönetmek önemlidir, ancak kaşıntıyı hafifletmeye yardımcı olabilecek bazı öneriler verilebilir.
Diyabetik Kaşıntıyı Gidermek İçin İpuçları:
1. Kan Şekerini Kontrol Edin:
- Kaşıntıyı azaltmanın en etkili yolu kan şekeri seviyelerini sağlıklı bir aralıkta tutmaktır.
2. Düzenli Olarak Vücudu Nemlendirin:
- Kokusuz, hipoalerjenik kremler veya merhemler kullanın (vazelin gibi)
- Nemi hapsetmek için banyodan sonra uygulayın
3. Sıcak Duşlardan Kaçının:
- Sıcak su cildi kurutabilir ve tahriş edebilir. Bunun yerine ılık su kullanın.
4. Yumuşak Cilt Temizleyicileri Kullanın:
- Sert sabunlardan veya parfümlerden kaçının; kokusuz, nemlendirici temizleyiciler kullanın.
5. Bol, Nefes Alabilen Giysiler Giyin:
- Pamuklu kumaşlar cilt tahrişini ve terlemeyi azaltır.
6. Enfeksiyonları Hemen Tedavi Edin:
- Kaşıntı mantar veya bakteriyel enfeksiyonların bir işareti olabilir. Kızarıklık, şişlik veya sızıntı olursa bir uzman doktora görünün.
7. Topikal Kaşıntı Önleyici Kremler:
- Hidrokortizon veya antihistaminik içeren reçetesiz satılan kremler yardımcı olabilir, ancak dikkatli kullanın. Uzun süreli kullanmaktan kaçının.
8. Stresle Başa Çıkın:
- Stres kaşıntıyı kötüleştirebilir; gevşeme tekniklerini kullanın veya stres yönetimini iyi sağlayın.
Kaşıntı kalıcı, yoğun veya lokalize ise (özellikle alt bacaklarda veya ayaklarda), uzman hekime gitmenizi mutlaka öneririm. Diyabetik nöropati, egzama veya cilt enfeksiyonlarının bir işareti olabilir.
Tip 2 diyabet insülin dozu ne olmalı?
Tip 2 için herkese uyan tek bir insülin dozu yoktur. Uygun doz, aşağıda belirtilen çeşitli faktörlere bağlıdır:
- Kan şekeri seviyeleri
- Vücut ağırlığı
- Diyet ve fiziksel aktivite düzeyi
- Kullanılan diğer ilaçlar
- İnsülin duyarlılığı veya direnci düzeyi
Tipik Başlangıç Yönergeleri (Yalnızca Genel Referans):
Bazal (uzun etkili) insülin:
Yaygın bir başlangıç dozu, günde vücut ağırlığının kg’ı başına 0,1 ila 0,2 birimdir.
Örnek: 80 kg ağırlığındaki bir kişi günde bir kez 8-16 birim ile başlayabilir.
Önceden karıştırılmış (mix insülin) veya öğün insülinleri (kısa etkili) :
Dozajlama daha karmaşıktır ve genellikle yemeklerden önce yapılır. Genellikle oral ilaçlar ve bazal insülin yeterli olmadığında tedaviye eklenirler.
Önemli Notlar:
- Doz ayarlamaları kişiselleştirilmeli ve dahiliye uzmanı tarafından yönlendirilmelidir.
- Özellikle doz değişiklikleri sırasında sık sık kan şekeri ölçümü yapmak önemlidir.
- Aşırı doz insülin uygulamaları, tehlikeli olabilen hipoglisemiye (düşük kan şekeri) yol açabilir.
İnsülin tedavisine başlamadan veya ayarlama yapmadan önce her zaman takibinizi yapan iç hastalıkları uzmanına veya şeker hastalığı uzmanı hemşirenize danışmalısınız.
Tıbbi gözetim olmadan kendi kendinize ayarlama yapmak ciddi sağlık risklerine yol açabilir.
Tip 1 Diyabette karbonhidrat sayımı?
Karbonhidrat sayımı, Tip 1’i yönetmede önemli bir stratejidir. Hastaların insülin dozlarını, aldıkları karbonhidrat (karbonhidrat) miktarına göre ayarlamalarına yardımcı olur.
Karbonhidratlar kan şekeri üzerinde en doğrudan etkiye sahip olduğundan, doğru bir karbonhidrat sayımı ile kan şekeri kontrolü iyileştirebilir ve diyet esnekliği sağlanabilir.
Karbonhidrat Sayımı Neden Önemlidir?
- Doğru zamanda doğru miktarda insülin almanıza yardımcı olur
- Yemek sonrası kan şekeri kontrolünü iyileştirir
- Yiyecek seçimlerinde daha fazla esneklik sağlar
- Tip 1’li kişilerin kendi bakımlarını daha iyi yönetmelerini sağlar
Nasıl Çalışır?
1. Hangi Yiyeceklerin Karbonhidrat İçerdiğini Bilin:
Ekmek, makarna, pirinç, meyve, süt, tatlılar, meşrubatlar, baklagiller, vb.
2. Besin Etiketlerini Okumayı Öğrenin:
Porsiyon başına “Toplam Karbonhidratlara (gram cinsinden) odaklanın
3. İnsülin-Karbonhidrat Oranı (ICR) kullanın:
Bu oran, 1 birim insülinin kaç gram karbonhidratı kapsayacağını söyler
Örnek: Eğer ICR’niz 1:15 ise, her 15g karbonhidrat için 1 ünite insülin alırsınız
4. Hesaplayın:
Yemeğinizde 60g karbonhidrat varsa ve ICR’niz 1:15 ise → 4 ünite hızlı etkili insüline ihtiyacınız olacak
5. Aktivite, Hastalık veya Strese Göre Ayarlama Yapın:
Bu faktörler vücudunuzun insüline ve karbonhidratlara nasıl tepki verdiğini etkileyebilir
Örnek:
Yiyecek | Karbonhidratlar (gram)
| 1 dilim ekmek | 15g |
| 1 elma | 20g |
| 1 su bardağı süt | 12g |
| Toplam | 47g |
ICR’niz 1:10 ise → ~4,7 birim insülin alırsınız
Karbonhidrat sayımı pratik gerektirir ancak zamanla kolaylaşır ve Tip 1’i yönetmek için güçlü bir araçtır. Karbonhidrat sayımını tam öğrenebilmek için diyetisyen desteği alınması gerekebilir.
Tüm bu süreçlerinizi takibinizi yapan iç hastalıkları uzmanı ile yürütün lütfen.
Tip 2 diyabet ilaç isimleri nelerdir?
Tip 2 tedavisinde kullanılan çeşitli ilaç sınıfları vardır ve her biri kan şekerini düşürmek için farklı şekillerde çalışır.
1. Biguanidler
Karaciğer glikoz üretimini azaltır ve insülin duyarlılığını artırırlar. Sıklıkla birinci basamak tedavi olarak kullanılarlar. Ör: Metformin,
2. Sülfonilüreler
Pankreasın daha fazla insülin salgılamasını sağlarlar. Ör: Gliklazid , Glimepirid …
3. DPP-4 İnhibitörleri
Yemeklerden sonra insülin salınımını artırır ve glukagonu azaltırlar. Ör: Sitagliptin, Vildagliptin, Linagliptin
4. GLP-1 Reseptör Agonistleri (Enjekte Edilebilir)
Sindirimi yavaşlatır, uzun süreli tokluk hissi yaratır ve insülini artırırlar. Ör: Liraglutid, Semaglutid, Dulaglutid, Eksenatid
5. SGLT2 İnhibitörleri
Böbreklerin idrar yoluyla fazla glikozu atmasına yardımcı olurlar. Ör: Dapagliflozin, Empagliflozin
6. Tiazolidinedionlar (TZD’ler)
Yağ ve kaslarda insülin duyarlılığını artırırlar. Ör: Pioglitazon
7. Meglitinidler
İnsülin salınımını uyarır ancak sülfonilürelerden daha hızlı ve daha kısa sürede etki ederler. Ör: Nateglinid, Repaglinid
8. İnsülin (Gerekirse)
- Bazal insülinler: Glargin, Detemir
- Hızlı etkili insülinler: Lispro , Aspart ,Glulisin
Tedavide hangi ilacın kullanılacağı bireysel ihtiyaçlara, kan şekeri seviyelerine, kiloya, böbrek ve karaciğer fonksiyonlarına ve kalp sağlığına bağlıdır.
İlaç alımlarınızı mutlaka takibiniz yapan dahiliye uzmanı ile yürütmelisiniz.
Tip 1 diyabet hastalarının ömrü ne kadar?
Tip 1 hastaları, özellikle modern tedaviler ve iyi hastalık yönetimiyle uzun ve sağlıklı bir yaşam sürebilirler.
Tip 1’in insülin tedavisi, teknoloji (sürekli glikoz monitörleri ve insülin pompaları gibi) ve eğitimdeki gelişmeler neticesinde yaşam beklentisindeki sonuçları önemli ölçüde iyileştirmiştir.
Araştırmalar Ne Gösteriyor:
- Bazı çalışmalar, Tip 1 hastalarının ortalama olarak şeker hastası hastası olmayanlara göre 8-13 yıl daha az yaşayabileceğini göstermektedir.
- Ancak, sıkı kan şekeri kontrolü, sağlıklı yaşam tarzı seçimleri ve düzenli tıbbi bakım ile birçok kişi 70’li, 80’li yaşlarına veya daha uzun sürelere kadar yaşarlar.
Yaşam Süresini Etkileyen Temel Faktörler:
- Kan şekeri kontrolü (HbA1c seviyeleri)
- Komplikasyonların erken tespiti ve tedavisi
- Kalp sağlığı ve kan basıncı yönetimi
- Sigara içmekten kaçınmak ve sağlıklı bir kiloyu korumak
- Modern şeker hastalığı teknolojisine ve bakımına erişim
Özetle: Tip 1’li hastalar proaktif bakım ve bağlılıkla kaliteli, aktif ve uzun bir yaşam sürebilirler.
Diyabet ayak arasına ne iyi gelir?
Diyabetik ayak ağrısı genellikle uzun süreli yüksek kan şekerinden kaynaklanan bir sinir hasarı türü (diyabetik nöropati) nedeniyle oluşur.
Bu ağrı özellikle geceleri daha fazla olan yanma, karıncalanma, uyuşma veya keskin bir ateş hissi gibi hissedilebilir.
Bununla başa çıkmak için kan şekeri kontrolü, ayak bakımı ve ağrı kesici tedavilerinin bir kombinasyonu gerekir.
Diyabetik Ayak Ağrısını Gidermenin Yolları:
1. Kan Şekerini Kontrol Edin
- Sinir hasarını önlemek ve azaltmak için en önemli adımdır.
- Kan şekeri seviyelerini sabit ve düşük düzeylerde tutmayı hedefleyin
2. Topikal Tedaviler
- Kapsaisin kremi (acı biberlerden elde edilir) zamanla sinir ağrısını azaltabilir
- Lidokain bantları lokal ağrıyı hafifletebilir.
3. Oral İlaçlar
- Alfa lipoik asit , başlangıç tedavisi için önerilir.
- Gabapentin veya Pregabalin – genellikle daha ciddi sinir ağrıları için kullanılır
Bu ilaçlar her zaman takibinizi gerçekleştiren İç Hastalıkları Uzmanı gözetiminde kullanılmalıdır.
4. Uygun Ayakkabı
- Şeker Hastalığı dostu, ortopedik ayakkabılar kullanın ve dar ayakkabılardan kaçının
- Basıncı azaltmak ve hizalamayı iyileştirmek için ortopedik tabanlık kullanmayı düşünün
5. Günlük Ayak Bakımı
- Ayakları temiz, kuru ve nemli tutun
- Her gün kabarcık, kesik veya yara olup olmadığını kontrol edin
- Evde bile çıplak ayakla yürümekten kaçının
6. Ilık Banyolar veya Ayak Banyoları
- Ayakları Epsom tuzu içeren ılık (sıcak değil) suda bekletmek ağrıyı hafifletebilir (açık yaranız veya şiddetli uyuşukluğunuz yoksa)
7. Alternatif Terapiler
Akupunktur, masaj terapisi ve transkutanöz elektriksel sinir stimülasyonu (TENS) bazı kişilere yardımcı olabilir
Ne Zaman İç Hastalıkları Uzmanına Görünmelisiniz:
- Ağrı kötüleşirse veya ayaklarınızda yaralar, enfeksiyonlar veya renk değişiklikleri fark ederseniz, derhal tıbbi yardım alın.
Şeker hastaları ne yemeli?
Şeker hastası, kan şekeri seviyelerini kontrol etmeye yardımcı olan dengeli bir diyete odaklanmalıdır. Buna sebzeler, baklagiller, tam tahıllar ve meyveler gibi yüksek lifli yiyecekler ölçülü olarak dahildir.
Yağsız proteinler (tavuk, balık, yumurta ve tofu gibi) ve sağlıklı yağlar (zeytinyağı ve kuruyemiş gibi) da önemlidir. Şekerli içeceklerden, rafine karbonhidratlardan ve işlenmiş atıştırmalıklardan kaçınmak şarttır.
Porsiyon kontrolü önemlidir. Kan şekerindeki ani yükselmeleri veya düşüşleri önlemek için öğünler düzenli aralıklarla olmalıdır. Bol su içmek ve tuz alımını sınırlamak da genel sağlığı desteklemek açısından önemlidir.
Diyetisyen yardımıyla bireysel ihtiyaçlara göre kişiselleştirilmiş bir yemek planı oluşturulabilir. Şeker hastalığı tedavisinde diyabetik beslenmenin dönemsel sadece şeker yükseldiğinde değil sürekli, ömür boyu uygulanması gerektiği akıldan çıkarılmamalıdır.
Diyabet için hangi bölüme gidilir?
Şeker hastalığı şüphesi olan kişiler öncelikle İç Hastalıkları (Dahiliye) Uzmanına başvurmalıdır. Gerekli durumlarda Endokrinoloji uzmanına yönlendirilerek detaylı değerlendirme ve tedavi planı yapılabilir.
Diyabet baş ağrısı yapar mı?
Evet, şeker hastalığı baş ağrısına neden olabilir, genellikle kan şekeri dalgalanmalarından kaynaklanır. Hem yüksek hem de düşük kan şekeri seviyeleri baş ağrısını tetikleyebilir.
Yine kan basıncında yüksekliğe bağlı olarak baş ağrısı görülebilir. Tansiyon takibi yapılmalıdır.
Zayıf glikoz kontrolü, dehidratasyon veya atlanan öğünler semptomları kötüleştirebilir. Kan şekerini yönetmek baş ağrısı sıklığını ve şiddetini azaltmaya yardımcı olur.
Tip 2 diyabet insülin kullanır mı?
Evet, Tip 2’li kişiler insülin kullanabilir. Özellikle yaşam tarzı değişiklikleri ve oral ilaçların kan şekerini kontrol etmekte yetersiz kaldığı durumlarda insüline geçilebilir.
İlk teşhis konulduğunda eğer kan şekeri çok yüksekse insülin verilebilir. Kan şekeri düzene girdikten sonra insülin tedavisi kesilebilir.
İnsülin, diğer tedaviler artık tek başına etkili olmadığında kan şekerini düşürmeye ve komplikasyonları önlemeye yardımcı olur.
Şeker Hastalığı kilo aldırır mı?
Evet, özellikle insülin seviyeleri yüksek olduğunda veya insülin tedavisi başlandığında şeker hastalığı kilo alımına neden olabilir.
İnsülin, glukozun yağ olarak depolanmasına yardımcı olur ve kalori alımı ayarlanmazsa kilo alımı meydana gelebilir.
Kötü kontrol edilen kan şekeri ayrıca açlığa ve aşırı yemeye yol açarak kilo alımına katkıda bulunabilir.
Yüksek şekeri en çabuk ne düşürür?
Kan şekeriniz çok yüksekse ve bunu hızla düşürmeniz gerekiyorsa;
1. İnsülin alın (doktorunuzun önerdiği şekilde): Hızlı etkili insülin, yüksek kan şekeri seviyelerini hızla düşürmek için çalışır. Tip 1 diyabetiniz varsa veya Tip 2 diyabet için insülin kullanıyorsanız bu en etkili yöntemdir.
2. Hafif bir yürüyüşe çıkın veya hafif egzersiz yapın: Vücudunuzu hareket ettirmek kan şekerini düşürmeye yardımcı olur çünkü kaslarınız enerji için ekstra glikoz kullanır. Ancak kan şekeriniz çok yüksekse (250 mg/dL’nin üzerinde) ve idrarınızda keton varsa, güvenli olana kadar egzersiz yapmaktan kaçının.
3. Bol su için: Bu, vücudunuzun idrarınız yoluyla ekstra şekerden kurtulmasına yardımcı olur ve sizi susuz bırakmaz.
4. Karbonhidrat veya şekerli yiyecekler yemeyin: Kan şekeriniz düşene kadar ekmek, pirinç, makarna, tatlı veya şeker oranı yüksek olan herhangi bir şeyden kaçının.
5. Kan şekerinizi sık sık kontrol edin: Düşürmeye çalışıyorsanız, nasıl değiştiğini görmek için her 30 ila 60 dakikada bir kontrol edin.
6. Elma sirkesi (isteğe bağlı): Bazı kişiler az miktarda içmenin (suya 1-2 yemek kaşığı) kan şekerine biraz yardımcı olduğunu, ancak ilaç yerine geçmediğini düşünüyor.
Önemli: Kan şekeriniz 300 mg/dL’nin üzerindeyse ve düşmüyorsa veya kendinizi çok hasta hissediyorsanız (kafanız karışıksa, kusuyorsanız, hızlı nefes alıyorsanız veya nefesinizde meyve kokusu varsa), hemen tıbbi yardım alın.
Şeker hastalığı genetik midir?
Evet, diyabet genetik olabilir. Ailede diyabet öyküsü olması, özellikle Tip 2 diyabet için riskinizi artırır.
Ebeveynlerinizden veya kardeşlerinizden biri Tip 2 diyabet hastasıysa, özellikle kötü beslenme veya egzersiz eksikliği gibi yaşam tarzı faktörleriyle birleştiğinde, sizde de görülme olasılığı daha yüksektir.
Tip 1 diyabet de genetik bir bileşene sahiptir, ancak daha az doğrudan kalıtılır ve genellikle bağışıklık sistemi faktörleriyle bağlantılıdır. Genlere sahip olmak, kesinlikle diyabet olacağınız anlamına gelmez; ancak riskinizi artırabilir.
Şeker hastalığının psikolojik zararlar var mı?
Evet, şeker hastalığının psikolojik etkileri olabilir. Şeker hastalığı ile yaşamak, kan şekerini yönetme, ilaç alma ve komplikasyonlar hakkında endişelenme gibi günlük zorluklar nedeniyle sıklıkla strese, kaygıya veya hatta depresyona neden olur.
Bazı insanlar, özellikle kan şekerlerini aralıkta tutmakta zorlandıklarında bunalmış veya hayal kırıklığına uğramış hissederler. Buna bazen “diyabet sıkıntısı” denir.
Duygusal sağlık, diyabet bakımında fiziksel sağlık kadar önemlidir. Bir ruh sağlığı uzmanıyla konuşmak, destek gruplarına katılma insanların daha iyi başa çıkmasına yardımcı olabilir.
Diyabeti yönetmek yalnızca vücutla ilgili değildir; aynı zamanda duygusal refaha da dikkat etmeyi gerektirir.
İnsülin böbreklere zarar verir mi?
Hayır, insülin böbreklere zarar vermez. Aslında insülin, kan şekeri seviyelerini kontrol altında tutarak böbrekleri korumaya yardımcı olur.
Zamanla yüksek kan şekeri böbreklere zarar verir, insülinin kendisi değil. Diyabet hastalarına böbrek hastalığı gibi komplikasyonları önlemek için sıklıkla insülin reçete edilir.
Bu nedenle, bir iç hastalıkları uzmanı rehberliğinde insülinin doğru şekilde kullanılması, aslında böbrek fonksiyonunu korumaya yardımcı olabilir ona zarar vermez.